2 Şubat 2014 Pazar

Marmaray Püfür Püfür Değil


     Püfür püfür vapurda çayını yudumlayarak boğazı geçmeyi tercih eden yazar çizer tayfası haklıymış. Marmaray'ın hiç tadı tuzu yok. Oysa şu zavallı işçi kardeşlerimiz fazladan bir yarım saatçiklerini ayırıp vapurla seyahat etseler ne güzel olurmuş. Hem belki yolda Sartre, Rousseau falan okuyup aydınlanırlarmış.
     Benim memleketim gel-git kafalı sefil aydınlar ile doludur. Her gün ne olacak bu İstanbul'un trafiği diye ahkam keserler. Ama asıl dertleri Etilerden Nişantaşı'na akşamki davete yetişmektir. Onlar için bir babanın çocuğunu uyumadan yetişebilmesi ve onu sevmesi bir şey ifade etmez. Ya da bir annenin işten eve erken gelip plastik kıvamından hazır yemekler yerine ev yemeği hazırlayabilmesi umursanmaz.
    Yarım saatler bitmiyor. Onları biriktiremiyoruz da. Her biri günü geldiğinde tüketiliyor. Zaten ömür dediğin şey hep bu yarım saatlerden mütevellit değil mi?
      İstanbul da vapur ile seyahat keyiflidir. Fotoğraf adına da çok verimlidir. Marmaray ise bunun aksine sadece 3-5 kez fotoğraflanabilir. Ama martıları nerdeyse şahsen tanıyacak kadar bu yolu çekenler için artık bir alternatifin olduğunu bilmekte iyidir.