17 Mart 2013 Pazar

Hayatın yalın gerçeğini çekmek

 
    Birkaç yıl önce bir sitede gördüğümde biraz abartılı gelmişti bu görüntü. Daha sonra buna benzer bir iki fotoğraf daha görünce düşünmeye değer olduğunu hissettim. Hayatın aslında çok basit gerçeklikleri var. Ve bu bize pekte zorlanmadan ilginç kareler getirebiliyor. Bir Müslüman eğer camiye gidiyorsa ve iki bacağı protez ise bunları dışarıda bırakmak zorundadır. Zira bu protezler ile namaz kılması olanaksızdır. İki protezi kolunuzun altına alıp içeri girmesi de pek mümkün değildir. Eğer dizinizden aşağısı yoksa iki eliniz dolu yürümek pek iyi bir fikir değildir. Benim Sultanahmet cami de çektiğim şahsın ise sadece bir bacağı protez idi. Tek ayağı dışarıda bırakıp hoplaya zıplaya minberin yanına kadar gelmek o yaşta mümkün olmadığından çareyi mes giymekte bulmuştu. Böylece Ayakkabıları dışarıda çıkaracak ve içeri girince de namaz vakti protezi çıkaracaktı. İnsanların çanta, mont baston falan bıraktıkları minberin altına güzelce bırakacaktı. Elbette bizim ibadethanelerimizin kendine has samimi yapısı buna imkan veriyordu.
       Uygun an ve kadrajı beklemek bir miktar zaman aldı. Ancak Protezin sahibi ile göz göze gelmenin tamamlayıcı unsurlarını da düşününce buna değdiğini düşünüyorum. Zaten böyle bir kareyi uzaktan görüp algılayıp beklemek sabrını göstermeyen için artık bu işi bırakma zamanı gelmiş demektir.     Bir kez daha hayatın yalın gerçeği hayal gücü ve kurgunun önüne geçmişti. Üstelik hiç Ajitasyon yapmadan ve hiç abartmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder